ya kulak memişlerimde kıl çıkıyor biraz siyahca. kepçesine tarafta bu şeftali tüyü gibi. bunları ara sıra berberde yaktırıyorum ama başka napabilirim? bu makineler iş yapar mı?

Omuz cantamin fermuari koptu. Ona uygun bir fermuar taktirmam lazim. Orjinali olmsa da olur. Bunu yapacak biryer bilen var mi? Suraya git yapar diye.

herkesin bir "yapılacak listesi" vardır mutlaka, yazılı ya da yazısız. işte benimki zaman zaman çığırından çıkıyor ve yönetmekte zorlanıyorum.

siz hangi ekoldensiniz? beyin bedava deyip olayı kafada yönetenlerden mi?
excele worde yazıp ara ara bakanlardan mı?
yoksa biraz daha planlı, organize olanlardan mı?

üçüncü kategoridekiler, siz nasıl yönetiyorsunuz?
evernote kullanmadım hiç, bu derde deva olur mu? alternatifler neler?

4 yıldır kullandığım emektarı, sadece arama ve sms özelliği çalıştığından emekliye ayırdım...

ve bugün gittim samsung s3 mini aldım. (büyük telefon sevmiyorum, en uygunu buydu)

şimdi sevgili ekşi duyuru sakinleri,

kullanım olarak tavsiyelerinizi bekliyorum.
ayrıca favori uygulamalarınız neler (ücretsiz) ve ne işe yarıyorlar?

paylaşırsanız sevinirim.

bi bakar mısınız? resimde gördüğünüz gibi kedinin burun ve ağız bölgesinde zaman zaman bi şeyler çıkıyor. çok zor fotoğrafını çektim kuduruğun o yüzden fotoda çıkmadı ama ağız çevresi ve çenesinde de var. görünüşü kum gibi ve temizlenebilen bir şey değil. birkaç gün içinde de geçiyor.

google'da araştırdım, ulaşabildiğim en yakın sonuç yiyecek kabının kirli kalmasından alerjik reaksiyon oluşması ama öyle bir durum olduğunu sanmam, çok dikkat ettiğim bir şey. öbür kedide de hiç olmadı zaten.
nedir bu bilen var mı?

not: veterinere gideceğiz ama randevu haftaya.

cogunlukla turkce kitaplara ihtiyac duydugum icin baslikta oyle yazdim ama genel olarak e kitap indirmek icin kullandiginiz sitelere ihtiyacim var. kendi yaptigim aramalarin cogunda pdf uzantili kitaplar listelenmis ama mobi ya da epub tercih ediyorum.
tesekkurler simdiden.

o nasıl diziydi be!

fargoyu(dizi olan) yeni bitirdim ve coen kardeşler izlemek istiyorum. asil duyuru halkından engin filmografisiyle bana coen kardeşlerin en iyi filmini tavsiye etmelerini istiyorum.
tecrübelerimle ve tamamen kişisel sebeplerimden ötürü beğendiğim yönetmenlerin her filmini izlememe taraftarıyım.
bu yüzden sizlerin muhteşem kanaatine güvenerek en iyi iki filmini seçip önermenizi istiyorum.
bir de dipnotum olacak ki, 80 öncesi amerikan köylük yaşamı ilgimi çekmiyor. önerdiğiniz filmler külter öğelerle bezeli olmasın lütfen.
saygılar sevgiler.

edit: önerilerinizi yazın en çok tavsiye edilen iki tanesini izleyecem. fargonun filmini beğenmedim yarısında çıktım, çok fazla amerikan kültürü vardı. tim burtondan da bu yüzden vazgeçtiydim ben. bu yüzden alt öğelerden çok ana hikayesinin ve işleyişin sağlam olduğu filmler önermenizi istiyorum.

sonuç: big lebowski is winner!! şu an indiriyorum hadi bakam.

1- diyelim ki sevgilinizle birlikte aynı yerde çalışıyorsunuz. bazı projelerde fikir alışverişi yapmanız vs gerekiyor ama sevgilinizin kişiliği işteyken tamamen değişiyor, bağırıyor, dinlemiyor, yaptıklarınıza özen göstermiyor. gün sonunda da sizden özür diliyor. ama bu haftada 3-4 kez oluyor. ne yapardınız?


2- sevgiliniz size işyerinde çok meşgul olacağını ve fazla stresten dolayı size karşı kırıcı, itici davranabileceğini söyleyip şimdiden özür diliyor. naapardınız?

hatun kişi olarak usturayla saçım kesildiği zaman sanki sonrasında uçları çok çabuk kırılıyor gibi geliyor. sadece bana mı öyle geliyor ki?

Şu fotoğraftaki gibi beyaz tellerle dolaşan kişi için ilk düşünceleriniz neler olurdu?

ya da saçı böyle olup boyatmayanlar, size gıcık gıcık ''aa beyazın var boyat'' dediklerinde gıcık olmuyor musunuz ya da üzülmüyor musunuz yaşlanıyoruz be tüüh diye?

Yurtdışındayım, canım deli gibi türk yemeği çekti. Mantı yapayım dedim oklava getirmemişim. Ne yapsam da yesek evdekiler de ooo iyimiş dese falan?

edit:daha yeni geldim sayılır açıkcası çevreyi bilmiyorum pek ama büyük bir market var aklıma hünkar beğendi ya da alinazik yapmak geldi ama şu an çok açım aslında belki ondandır.

Bi sey sorucam.

Yarın çok önemli bir is görüsmesine katılacağım. İngilizcem iyidir ama konusma pratiğimi kaybedeli çok oluyor. Hadi onu bir sekilde çözerim, cümle kurarım da görüseceğim adam Koreli. Adamın İngilizcesini anlayamamaktan korkuyorum. Mesela eski isimdeki çalısanların bir kısmı Hintliydi, o İngilizceyi çözene kadar aylarım geçti, sonra da ben ayrıldım zaten. Korelinin aksanından anlar mıyım? Anlarım di mi o kadar anlasılmaz konusmaz çekik gözlüler. Yani biri birini tutmaz tabii ama genel olarak nasıl bulursunuz?

Sevgiler.

evin bir bazı odalarının duvarını boyamayı düşünüyorum, 2 oda için boyacı çağırmayayım ben boyayım dedim.

boya konusunda acemi biri için tavsiyeniz nedir? nasıl boyayım? püf noktası var mıdır? tavsiyeleriniz nedir?

biri daha mı çabuk deforme oluyor? nedir bunların olayı?

beyler diye girdim ama size, size hepinize. 4. seneye geldik, tez de var şimdi. ya ben etrafımda gördüklerimden, duyduklarımdan tez işinden çok korkar oldum. daha konumu bile bilmiyorum ama sanki asla yapamayacakmışım gibi. o akademik düzeyde değilim ki abi ben. alttan 5-6 tane dersi olan 2.30 ortalamalı bir adamım. daha normal derslere bile yetkin değilim bu ortalama ve alttanlarla, tezi nasıl yapayım?

benim durumumda olan insanlar nasıl yaptı bu tezleri? parayla mı yaptırdınız hep?

korkmakta haklı mıyım yoksa bi şekilde hallediliyor mu?

selamlar,

iş için 6 aylığına çin'e gidiyorum. seyahat öncesi nelere dikkat etmek gerektiğini bir bilene sormak istedim.

yolculuk:
1) pekin'de aktarma yapıp iç hatlarda "air china" ile başka şehre uçuyorum. bagaj vs problem olur mu bu havayolunda? nelere dikkat etmek gerek aktarma uçağında?

yanına alınacak şeyler:
2) var mıdır çin için olmazsa olmazlar? örneğin ilaç bolcana almak lazım.

internet kullanımı:
3) çin'in uyguladığı sıkı sansürden etkilenmemek için hangi VPN program(lar)ını kullanmak gerek?
4) "freegate" programını önerdiler, yükledim. iyi midir? maalesef default olarak internet explorer'la çalışıyo ama. firefox ile çalıştırmanın yolu var mıdır freegate'i?

cep telefonu ve hat:
5) avrupa'dan giden cep telefonu normal şartlar halinde çin'de sorun çıkartmamalı, değil mi? (sinyal alabilme, operatöre bağlanabilme vs.)
6) önerdiğiniz bi cep telefonu operatörü var mı? hepsi 3g/4g desteklemiyo diye duydum da. whatsapp falan gibi batı'da yaygın kullanılan app'leri orada da kullanabilmek istiyorum. bana unicom'u önerdiler. iyi midir bu telekom?


bunların haricinde aklınıza gelenler varsa, her türlü tavsiye bana yardımcı olacaktır.

teşekkürler!

www.youtube.com

şu şarkıya bir bakın. daha önce bu melodiyi başka bir yerde dinlediğime eminim ya maiden ya demons and wizards en çok ihtimal verdiğim iki grup. özellikle 2.26'da başlayan nakaratta hatırladığım kadarıyla eyes(emin değilim bundan) of the shadow and dream ... gibi bir şekilde gidiyordu sanki sözleri değiştirilmiş gibi sadece bunun. bir el atın.

edit: yarım saattir düşündüğüm şarkıyı duyuruyu açtıktan bir dk sonra buldum silmiycem yine de ibretlik dursun.

www.youtube.com

tam benzer değil de nakaratlar cuk oturuyor sadece sanırım.

merak ettim sadece. özellikle ingilizce dışındaki daha nadir konuşulan dillerin (farsça, yunanca, urduca vs.) dil ve edebiyat mezunları için soruyorum.

edit: akademisyenlik dışında

yeteeeeeeeeeeeeer.

evde her şeyin bozulmasından bıktım.
dün de süt aldım, bugün yarın o da bozulur. bozulmasın oğlum yeter ya her hafta onlarca tl parayı çöpe atıyorum.

sütü de kullanabileceğim bir yemek söyleyin de, o yemeğin malzemelerini alayım sütü o yemekte değerlendireyim.

Rica etsem kedinizi tutup kedinin burnundan öpmeyi deneyebilir misiniz? Benim kedi burnunun öpülmesinden hiç hoşlanmıyor. Diğer kediler ne tepki veriyor, çok merak ettim de. Bir zahmet.

son bir haftadır izlediğim filmler şu şekilde;

captain philips,
her,
inglourious basterds,
para avcısı,
12 years a slave,
violat and daisy,

bunlara benzer ne gibi film önerebilirsiniz?

dişlerim şu an kötü durumda ama bakmını düzenli olarak yapıyorum. en kötü nolabilir gtimezsek?

Düz maşa da, normal maşa da tutmuyor. Ne sürersem süreyim bir iki saate puf diye iniyor. Halbuki saçlarım dümdüz de değil, çok seyrek de değil. Ancak kuaför fön çekerse dayanıyor.

Bir de kahküllerimi saçıma güzel düşüremiyorum, illa kuaför yapacak. o da bu sıcaklarda imkansız bir şey tabii ki.

Var mıdır tavsiyesi olan?

not: tl; dr yapacak arkadaşlardan özür dilerim, okumasanız da olur zaten.

kalanlar için: bana akıl verirseniz sevinirim.

selamlar,

üniversitenin asistan lojmanlarında kalıyorum ve genelde ev arkadaşlarımızı ne yazık ki seçemiyoruz -bahtınıza ne çıkarsa yani- şu anda da doktora yapıyorum ve 2 seneden sonra taşınmak zorunda kaldım -taşındığım evdeki arkadaşlarımdan biri çok iyiydi, diğeri eh işteydi-, yani iki senem daha var okulun bitmesine ve inanılmayacak derece çok eşyam var, o yüzden tekrar taşınmayı düşünmüyorum.

şu anki evimdeki arkadaşlardan biri nispeten benim kafada. diğer yeni gelen arkadaş ise.. nasıl anlatacağım bilmiyorum, kimseyi de kırmak, üzmek, değerlerine saygısızlık etmek istemiyorum, ama olduğu gibi anlatmam lazım, o yüzden isteyen istediği gibi anlasın ama niyetim kötü değil, bilin.

arkadaş kapalı bir arkadaş, türbanlı, dindar, namazında niyazında. olabilir, benim ders çalışmamı engellemediği sürece kimsenin ne yaptığı beni alakadar etmez, hatta namazında niyazında bazı insanların daha hoşgörülü olduğunu düşünürüm, ailemden öyle gördüm çünkü. yalnız dün kuzenim gelecekti -aynı okuldayız- ve ben bu arkadaşa "kuzenim gelecek rahatsız olur musun?" diye sordum -ki sorulması gerekir fikrimce zaten rahatsız olup olmayacağı- hemen direkt "kız mı?" diye sordu. "kızsa gelebilir." dedi, yani kendisi erkek istemiyor evde. "annen ya da kız kardeşin, kız kuzenin gelebilir." diye devam etti. "e dedim erkek arkadaşım gelecek, bir süre kalacak?" "hayır ben kesinlikle istemiyorum. ailem de istemiyor" dedi -kız yüksek lisansa yeni başlamış, 18'inden büyük yani. ve biz ailesiyle yaşamıyoruz, belirteyim- dedim "neyse tamam o gelmez olmadı ama babam, erkek kardeşim gelebilir." dedim, "hayır o da olmaz." dedi, "e sen yokken gelirler?" dedim, ona da "hayır" dedi. sonra da "ortak kullanım alanlarının temizliği vs. vs." dedi, dedim "eğer gelirlerse ve kullanırlarsa, ben temizlerim zaten hemen arkalarından. ben de sevmem ortak kullanım alanlarının kirli kalmasını." dedim, ona da "olmaz." dedi, temizlesem de kabul etmiyor. yani dediğim her şeye, verdiğim her ödüne "olmaz" dedi. napıyim ben bu kızı döveyim mi??

tamma sakinim... dövmüyorum kimseyi.

abi abdestiniz mi kaçıyor? "sen evde yokken gelirler, rahatsız etmezler seni." diyorum, "ortalığı temiz bırakırız." diyorum -önceki ev arkadaşım almandı, erkek arkadaşı türk'tü ve kızla temizlik anlayışlarımız farklıydı, çocuk da kıllıydı, her seferinde banyou tuvaleti ben temizlerdim kıllardan ve kıza da bir şey demezdim -çünkü en ufak bir şeyde "ben yabancıyım ondan böyle davranıyorsunuz." moduna giriyordu arkadaş -evet almandı ve bu moda giriyordu, böyle alman görmedim! halbuki asıl sorunumuz temizlik anlayışlarımızın farklı olmasıydı, alman olması değildi. ki titiz olmama rağmen bir kere bile bir şey demedim "herkes benim gibi takıntılı olmak zorunda değil." diye -

neyse, şu anki bu türbanlı arkadaşla da bu şekil bir problemimiz var. ben olabilecek her türlü imkanı da sunuyorum kendisine. hadi erkek arkadaşım gelmedi -ki kendisi almanya'da okuyor ve senede 1 ya da 2 kere belki gelebiliyor, ben de arada bir yanına gidebiliyorum, bildiğin uzak mesafe ilişkisi. ve gelip de yanımda kalmak istiyor bir iki gün bile olsa - hadi o gelmedi, babam bazen beni evime bırakıyor -istanbuldayız ama iki uçtayız- yaşlı adam, ordan buraya gelene kadar yolda tuvaleti gelebiliyor. babam zaten benim evimde kalmaz, ama tuvaleti gelse ona bile giremeyecek yani. erkek kardeşim okula gelmek, imkanlarından faydalanmak istese, bir-iki gün kalmak istese, ona da mani var. görmeye bile gelemiyor hatta eve.

hatta dün eve eşya taşıyorduk, hava sıcak olduğu için annemde de bende de şort vardı -kısa değil, uzun şort ki kısa olsa ne yazar- tişörtlerimiz de kapalıydı- eve de taşımacı adamlar girip çıkıyor sonuçta. önce adamlara aşağılar gibi baktı -evde istemiyordu onları yani- sonra da annemle beni baştan aşağıya aşağılar gibi süzdü. kendisi gözünün tamamına parlak mavi var sürmeyi biliyor ama -evet bildiğin gözünde neon renkli mavi far vardı-

evet sinirlendim. bu kadar da pis ve kötü kalpli bir insanım. ev arkadaşım da sinir oluyor kıza. yani şu zamana kadar hiçbir farklı görüşteki, giyinişteki insana kötü gözle bakmadım, yargılamadım, zaten ben kimim ki böyle cümleler bile kurayım?! ha kimseden de böyle bir yargılama görmedim. her türden insanın mutlu mutlu yaşadığı bir mahallede büyüdüm ben istanbul'da. her sene hacca umreye giden türbanlı ablalar, teyzeler de vardı, tarikat üyesi olanlar da vardı, gayet bildiğin akşam balkonda rakı sofrasını kurup roman havası açıp eğlenen komşularım da. hepimizin komşu olduğu yerde büyüdüm yani. hatta bu insanların hepsi kabul günü yaparlar, bahçede oturup çay kahve içerler falan. bir sürü tuhaf ortamda bulundum, hepiniz bulunmuşsunuzdur eminim de, ilk defa başıma böyle bir şey geliyor ve üstelik de "evimde" geliyor.

bu konuda ne yapabilirim? kızla tüm ev halkı konuşmadık daha. kıza da "seni de mağdur etmeyeceğimiz bir yol bulmaya çalışırız." dedim, ama lojman kurallarında "evinize erkek misafir giremez." diye bir şey yok zaten. evde "asistanlar harici kimse barınamaz." ibaresi var. tamam bana yatıya misafir gelmesin kimse -ki barınamazdan kasıt, evde uzun süreli yaşayamaz anlamında, yoksa okul da biliyor insanların sevgilileri, nişanlıları, aileleri misafirliğe gelebiliyor- hadi ev arkadaşım rahatsız oluyor diye bundan vazgeçtim, benim babam, kardeşim niye gelemesin? hadi hiçbir "arkadaşım-ama-erkek" de gelmesin eve, yani proje yaptığım arkadaşım, sınav kağıdı, laboratuvar raporu okuduğum arkadaşım gelmesin, danışman hocamı ve çalışma grubumu bir akşam yemeğe almayayım evime -ki bu eve geldiğimde öyle bir planım vardı- ya benim babamla kardeşim niye gelemiyor ki eve?! saçmalık değil mi?

bana gidip de "kızın bakış açısından bak, empati kur." demeyin, dünden beri bunu yapmaya çalışıyorum. kız odasından çıkmıyor, salonda oturmuyor bile. benim misafirim gelse salonda otursa onu rahatsız etmez. diyelim ki zaten evde değil, oraya buraya kamera mı koyacak eve erkek mi girdi diye? o yokken babam kardeşim gelse ne yazar? böyle bir saçmalık gördünüz mü??

Okuduğum üniversitede ingiliz dilbilimi üzerine herhangi bir ders bulunmamakta. Başka bir bölümde okumama rağmen ingiliz dilbilimi de ilgimi çekiyor, bu konuda makale, kitap vs önerileri olan yahut bir araştırma şekli, danışabileceğim bir yer önerebilecek olan var mıdır?

Selamlar,

Aramaya inandım, onlarca duyru var, aradığım soruların hepsinin cevaplarını bulamadım.

Nasıl oldu bilmiyorum ama saınrım gece uyurken alt dudagımın iç kısmını ısırmısım biraz, bir iki gün iz vardı, bugün uzunca ve büyükçe birkaç aft çıktı yan yana. Birkaç aydır aftlarla uğraşıyorum zaten.

Diş doktoruna gittiğimde bu aftlar ne ayak demiştim, bir şey dememişti aft ile ilgili. Önümüzdeki hafta diş cerrahına gideceğim 20lik dişlerle ilgili, ona soracağım tekrar.

Vitamin eksikliğinden filan denmiş bazı yerlerde, aile hekimine gidip kan testi dediğimde vitaminlere de bakarlar mı? Hangi testleri yaptırayım?

bir de ilac bulun bana, konuşamıyorum bile :/ Eczacıya soracağım ama gitmeden bir şeyler bileyim hiç yoktan :) Yemek yiyemiyorum yahu.

Napak? keps istemezsiniz diye dusunuyorum :)

Amma da uzun yazmışım yahu, en küçük şeyi bile böyle zunca yazan biri vardı onun fakei gibi oldum :)


düzen: stresim de var şu sıralar :) o da sebep demek... hayırlısı, ne diyelim :D

Sık sık iltifat ediliyor mu size? Ne gibi iltifatlar mesela bunlar?
Bana sürekli;
Sen kilo mu aldın?
Yüzün çok soluk bi şeyler sür yüzüne.
Sana giyinmeyi öğretmek lazım, giyinmeyi bilmiyorsun.
Kocaman popon var.
Çok kısasın.
Şöylesin, böylesin Vs.
Diyip duruyorlar. Şaka yapıyoruz,takılıyoruz ayağına iyi geçiriyorlar yani. Çalıştığım ofiste her gün bu cümlelere benzer cümleleri duyuyorum. İnsanlar niye böyle? Öyle bile olsa niye sürekli moral bozuyorlar?
Size karşı da böyleler mi? Yoksa bi bana mı böyle?

ben bunu sürekli düşünüyorum ama gerekli motivasyonu sağlayamıyorum kendime. türkçeye hakim olduğumu, kendi dilimi iyi bildiğimi düşünüyorum. yabancı dil okuduğum için gayet iyi seviyede, hala geliştirdiğim ve eksik olduğunu bildiğim bir ingilizcem var. italyan dili ve edebiyatı okuyorum, kısfmetse 2018'de şakır şakır italyancam da olacak.

ben bunun yanında bir de almanca öğrenmek istiyorum. dile yatkınlığım var. dille uğraşmayı seviyorum. yalnız saydığım dilleri gerçekten öğrenmekten ve bilmekten bahsediyorum. yani öyle bir italyancam olacak ki çatır çatır hiç sektirmeden her konuda konuşabileceğim. televizyon sesi duyunca kulak kabartıp "dur lan ne diyo" dediğimde her kelimeyi anlayabileceğim vesaire.

şimdi bu şekilde ingilizce, almanca, italyanca ve türkçe bilmek bana ne kazandırır "dil"den başka? ne bileyim elimden hiçbir iş gelmese bile ben sırf dil bildiğim için iş yapıp para kazanabilir miyim?

almanca bilmeyi çok istiyorum ama kendim dilci olduğum için, dil öğrenmenin bist du sex demekle olmadığını, sürekli ve yoğun çaba gerektiren çok uzun bir süreç olduğunu biliyorum. o yüzden skimsonik hayallere kapılmak yerine makul, mantıklı, enerjimi boşa tüketmeyecek adımlar atmak istiyorum.

bu yüzden motivasyona ihtiyacım var. ne diyebilirsiniz? ne bileyim çok deli seks yaparsın, oturduğun yerden para kazanırsın, almanya sana vatandaşlık verir, ölümsüzlüğü bulursun gibi... şu gün bana gerekli motivasyonu sağlayın, 2019'da size saydığım dört dilde (türkçe, ingilizce, italyanca, almanca) en az 8 mısralık şiir yazmazsam (hepsi farklı şiirler olacak, çeviri değil) şerefsizim. var mısınız?

kızlar ben şimdi oldukça beyaz tenliyim ve cildim hassas. epilasyon için hep aynı yöntemi kullanmıyorum. nadiren ağda, daha sık olarak epilasyon aleti ve jilet kullanıyorum. ağda kullandığımda sivilce çıktığından ötürü terch etmiyorum. epilasyon aleti direkt batık yapıyor. jiletle aldığımda da maalesef siyah siyah kıl kökleri gözüküyor. ben bu kıl kökleri gözükmesin istiyorum. var mı onları engellemenin bir yolu? çok sevdiğim halde elbise giyemiyorum şu sorun yüzünden. bana bir yardım.

olur mu? normalde taze patatesi dilimleyip kızarttıktan sonra üzerine yımırta kırarım ama elimde dondurulmuş var. canımda çok pis yumurtalı patates çekti.

nasıl yapsak? deneyipte olumlu-olumsuz sonuç alan oldu mu?

edit: güzel oldu.

son 5-6 aydır dinlediğim hiç bir türkçe pop şarkısı hoşuma gitmez oldu. örnek vermek gerekirse:

(bkz: tabi tabi)
(bkz: harika)
(bkz: tanrım)
(bkz: alt dudak)
(bkz: nerdesin aşkım)
(bkz: her aşk bir gün biter)
(bkz: rica)
(bkz: rekor)

aklım dimağım almıyor bunlar ne kadar sikik şarkılar böyle? Ve tv'de radyoda denk geldiği zaman insan n'apar, değiştirir di mi kanalı? ve yaşamına devam eder. yok abi bu sikik şarkılardan birisine denk geldiğimde şarkı bitene kadar küfür ediyorum, resmen muppet show'daki yaşlı iki karakter gibi bikbikbik söyleniyorum. arkadaşlar, bende mi tuhaflık var yoksa gerçekten de çok sikik şarkılar mı bunlar? ve hepsi üstüste mi denk geldi? hayır bakıyorum, alt dudak denen şarkıdan "falaaağğğnn" diyor ki bu ne amk? ya tabi tabi denen rezalet şarkıdaki tüm sözlere ne demeli? kenan doğulu'nun rica şarkısına ne diyorsunuz? ne olduuğğ ne olduuğğ derken hiç mi içinizden ebenin büzüğü oldu ulan bu ne biçim şarkı demiyor musunuz? hayır diceksiniz ki, yarraaam opera mı dinliyorsun, ne bu havalar? görüp görebileceğiniz en pis arabeskçilerden birisiyim, kollarım faça içinde gençliğimden kalma ama dedim ya şu an yazarken bile sinirden elima yağım titriyor, bu kadar rezil şarkılar olmamalı. ama suç bu rezilliklere bandrol veren kültür bakanlığında! serdar'ın son karşısına ne demeli? sözlükte bile hakkında sadece 1 entri var, düşünün sikikliğini. sözlerine bi bakın, şiir gibi okuyun da görün abukluğu.

not: yaş 30'un üstü.

thy yolları, ekonomi sınıfında uçuş yapacağım. 21 kilo bagaj hakkım ve 8 kilo el bagajı hakkım var. uzun süre kalmaya gideceğim için yanımda bir sürü kıyafet götüreceğim ve toplam bagajım (el bagajı 8, normal valiz 40 kilo) 50 kilo filan olacak. bu durumda ne yapmalıyım? ekstra ücret ödeyeceğim onu biliyorum. ama thy'nin 30 kilodan fazla bagajı kabul etmediğine dair duyumlar aldım ne kadar doğru? yani valizi 2'ye bölmem gerekir mi?

Sb

bir restoranda beğendili piliç yemiştim. bilenlere de sölim: izmir peximet. izmir'deyken ayda bir gidip yerdim bunu çünkü gerçekten lezzetliydi.

lezzetinin önemli kısmını da, doğru kesilmiş piliç olarak düşünürdüm hep.

şimdi: www.afiyetle.com

şuradaki eti gördünüz mü? bunu oldukça inceltin. bu resimdekiler kalın, birkaç milimetreye kadar düşürün, bir ince bir şerit haline getirin. mousepad inceliği diyebilirim evet.

hah, aynen bu şekilde kesiyorlardı tavuk etini. ama en ufak bir tırtık yoktu, dümdüz, cillop gibi 6-7 şerit getiriyorlardı.

muhtemelen piştikten sonra kesiliyordu çünkü bu linkteki gibi dışı ile içi arasında ufak bir renk farkı oluyordu.

sorum da bu: tavuk eti nasıl böyle kesilir yahu? ben nasıl kesersem keseyim lifleniyor, tırtıklanıyor. aşçılık işlerinden anlayanlar bi tavsiye versin. bi de fırında mı pişirsek ızgara mı yapsak, tavuk etinin neresini kullansak.

Ne önerebilirsiniz? İnternette bir sürü şey yazıyor ama öyle her şeyi deneyecek sabrım yok. Şunu yapıyorum diyebileceğiniz şeyler var mı? Bir de papatya gerçekten iyi geliyor mu?

bir işid sorusu da benden.

''neden kafa kesiyorlar?'' sorusu sormayacağım. burada hemen önce ki soruların linkleri ve kurandan sureler doluşur.

tamam eyvallah dinlerinde yazıyordur kesiyordur (ne kadar normal olmasada, sonra ki soru için bir ön kabul farzedin) ancak asıl soruma gelecek olursam; bu işlemi neden büyük bir balta ya da benzeri bir şeyle tek seferde vurmak yarine (bkz: ned stark) bıçakla hart hurt kesiyorlar.

kitapta da büyük acılar çektire çektire, bıçakla kesin mi diyor, kör bıçak kullanın mı diyor?

birde kimse kaçmaya çalışmıyor lan!? hepsi kurbanlık gibi duruyor, anca bıçak boğazlarını kesmeye başladı mı çırpınıyorlar.
hani tamam oradan kaçmaları neredeyse imkansız ancak ne bileyim uğraşmamak için kafalarına sıkarlar. böylece acı içinde, kafaları kopartılarak ölmezler.

1. sırt çantasını uzun süre taşıyınca omzum ağrıyo bunun için kullandığınız merhem falan var mı?
2. hep aynı ayakkabıyla mı geziyosunuz yoksa yedek alıyor musunuz?
3. lens + güneş gözlüğümü daha pratik yoksa numaralı gözlük + numaralı güneş gözlüğü mü?
teşekkürler.

maille itekleyip dürtmek dışında? ben bazen süpervizörleri de cc'ye koyuyorum.

benden bir iş bekliyolar yurtdışından, pzt'den beri birlerinden fiziksel bir iş bekliyorum. yani beni alıp adresini vs hiç bilmediğim, tek başıma girmeye yetkim olmayan bir alana götürecek, foto falan çekmem lazım, rapor yazmam lazım. götüren yok amk...

yurtdışından da çok sabırlılar sağolsunlar da ben mahçup oluyorum artık. cc'ye birilerini koyup mail atıyorum ama insanlar toplantım var, işim var diye öteleye öteleye perşembe oldu işte...

Uçakla bir ülkeden diğerine giriş çıkışta mühür, damga vs. basıyorlar mı?

selamlar,

dün dışardaydım bütün gün, biraz güneş çarpmış olabilir, çok yorgun uyandım. bugünü evde dinlenerek geçireyim dedim ama sabahtan beri de sıkıldım.

birkaç tane filmim var güzel ve izlemeyi beklediğim ama bu halimle izlemek istemedim onları. the office izliyordum o da baydı biraz, çok sıkılmamak için bıraktım.

şimdi ben ne izleyeyim şöyle kafa dağıtmalık, çok da yormayacak, çerezlik? önerilerinizi bekliyorum. dizi olabilir, film olabilir. aslında film olsun ardı gelmesin, daha güzel olur, daha fazla diziye bağlanmiyim şimdi. yenilerden olması tercihim ama çok tavsiye ederseniz eskiler de kabulüm.

şimdiden teşekkürler, süper pazarlar!

Norvec olabilir, Danimarka ya da Fransa da olabilir; ama mumkunse ic karartici filmler olsun. Ornek olsun diye, begendigim birkac film:

-Je vais bien, ne t'en fais pas
-DeUsynlige
-Submarino
-Oslo, August 31st

Bunlar gibi film onerileriniz varsa bekliyorum.

Sedet yine en son bir şeylerle oynamış sanırım. Üye girişi yapmadan sözlüğe girersem sürekli aynı şeyleri görüyorum.